CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerini değerlendirdi. Öztrak, açıklanan enflasyonun gerçeği yansıtmadığını savundu: “Bazı üst düzey yetkililerin, fiyat toplanan sınırlı sayıdaki marketleri önceden arayıp ‘Bugün anketörlerimiz fiyat almaya gelecekler, şunda bu kadar indirim yapacaksınız’ dediği iddiaları var…”
Faik Öztrak, bu iddiaların TÜİK’teki yönetim değişikliğinden sonra “ayyuka çıktığını” da vurguladı.
Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
- TÜİK Haziran ayına ait tüketici ve yurt içi enflasyon verilerini açıkladı. Enflasyon neden önemli? Çünkü memur, memur emeklilerinin, Bağ-Kur ve SSK emeklilerinin maaşları bu ilk altı aydaki enflasyona göre belirlenecektir.
“EMEKLİLERE YÜZDE 5-6 ZAM, CUMHURBAŞKANLIĞI YİK ÜYELERİNİN 13 BİN LİRALIK MAAŞINA YÜZDE 40 ZAM“
- Memur ve memur emeklileri önümüzdeki dönemde yüzde 6 zam alacaklar, SSK ve Bağ-Kur emeklileri de yüzde 5 zam alacaklar. Hepimizin vicdanını yaralayan bir çifte standart var. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu biliyorsunuz ilk toplantısında kurul üyelerinin 13 bin lira olan maaşını 18 bin liraya çıkardı, aylığı. Artış yüzde 40. Memur emeklisine yüzde 6, Bağ-kur SSK emeklisine yüzde 5, YİK üyelerine yüzde 40. Burada adalet yok.
“TÜİK RAKAMARININ UZUN SÜREDİR GERÇEĞİ YANSITMADIĞINI BİLİYORUZ”
- “Şimdi yüzde 6 dedik, yüzde 5 dedik, bunlar TÜİK rakamları. Aslında bunların gerçek enflasyonu uzunca bir süredir yansıtmadığını biliyoruz. TÜİK’in diğer verileri ve enflasyon verileriyle ilgili olarak kalite konusunda çok ciddi iddialar gündemde. Bunları da araştırma önergeleri vasıtasıyla sorduk ama hiçbirine cevap alamıyoruz.
“HATIRLAYACAKSINIZ, FİYAT TOPLAMA İŞYERİ SEÇİM KRİTERLERİNDE TÜİK DEĞİŞİKLİK YAPMIŞTI”
- Milletimiz soruların cevabını merakla bekliyor. Hatırlayacaksınız bu yıl başında gıdada fiyat toplama konusunda iş yeri seçim kriterlerinde TÜİK değişiklik yapmıştı. Eskiden çok sayıda yerden fiyat toplarken, şimdi en yüksek satış yapan sınırlı sayıda yerden fiyat topluyor.
- Buradan bakınca TÜİK endekslerinde gıda fiyatlarında aşağı doğru bir gidiş gördük. Bazı kalemlerde madde sepeti ağırlığı ve madde fiyatlarıyla hesaplanan ağırlık değişimleri ile aynı mal gruplarının piyasadaki fiyat değişimleri birbirini tutmuyor.
“TÜİK’TEKİ YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA İDDİALAR AYYUKA ÇIKTI”
- Hatta bunun da ötesine gidilen bir şey var, şu anda konuşulan bazı üst düzey yetkililerin bu fiyat topladıkları sınırlı sayıdaki marketlere telefon açmak suretiyle ‘Bugün anketörlerimiz fiyat almaya gelecekler, şunda bu kadar indirim yapacaksınız’ diye doğrudan fiyatlara müdahale ettiklerine yönelik iddialar var.
- Özellikle bu iddialar TÜİK’teki yönetim değişikliğinden sonra, mevcut başkanın MB yönetim kuruluna atanmasından sonra ayyuka çıktığını görüyoruz.
“PAZARDAKİ YANGININ ÜSTÜ BÖYLE KAPATILAMAZ”
- Ne yapılırsa yapılsın, mızrak çuvala sığmaz; pazarda yapılan yangının üstü böyle doğrudan müdahale etmekle kapatılamaz. Vatandaş biliyor, yaşadığı enflasyon yüzde 5 falan değil. Enflasyon farkını kapatmak için yapılması gereken maaş artışı da ne yüzde 5, ne yüzde 6. Kendilerine gelince yüzde 40, görüyorsunuz.”
“BU YÜZDE 5’İN İÇİNDE ÇAY, ŞEKER, BENZİN FİYATI YOK MU?”
- “Son derece ilginç. Bu yüzde 5’in içinde çay fiyatı yok mu? Şeker , benzin fiyatı yok mu? Vatandaşın maaşını belirleyen bu altı aylık dönemde toz şeker fiyatı binde 5, kesme şeker fiyatı yüzde 2,2, çay fiyatı da yüzde 6,8 azalmış.
“EMEKLİLERİN HAKLARINI YEDİLER”
- Oysa biliyoruz, geçen ayın sonunda şekere yüzde 16, çaya yüzde 15 zam yapıldı. Ama TÜİK rakamlarına bakarsanız azalış var. Bu zamları ay sonuna kaydırmayıp, ihtiyaç duyulduğu zamanda yapılmasaydı, bugün emeklinin maaşına yapılan zam daha fazla olacaktı.
- Burada emeklinin, memurun, Bağ-Kur’lu ve SSK emeklisinin hakkını yemişlerdir. Bütün bunlar enflasyon rakamlarının gerçekten ne kadar uzak olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.”
“ÇEKİRDEK ENFLASYON İLE ARADAKİ FARK 30 KAT”
- “Bir başka husus daha dikkati çekmektedir. Binde 3 dedim tüketici fiyatlarındaki artış. Buna karşılık para politikasının belirlenmesinde kullanılan özel endekslerde aylık B çekirdek enflasyonu yüzde 1,19 artmış. Bu ne fark. 30 kat var arada. C çekirdek enflasyonu ise yüzde 0,92 yani yüzde 1 artmış. Bütün bunlar önümüzdeki günlerde enflasyonla ilgili sıkıntıların devam edeceğini gösteriyor.”
“ÜRETİCİ ENFLASYONUNA BAKINCA ARADA 10 PUAN FARK VAR”
- “Yine üretici enflasyonuna da bakınca, tüketici enflasyonu arasında 10 puan fark var. Bu ne demek? Talebin sınırlı olması nedeniyle esnaf, tüccar fabrikadan çıkış fiyatlarındaki artışı daha tüketiciye yansıtamıyorlar. Ama fırsatını bulunca yansıtacaklar bu da enflasyon rakamlarına yansıyacak.”
“23 HAZİRAN’DA HAK YERİNİ BULDU”
- “23 Haziran’da hak yerini buldu, seçimle gelen seçimle gitti. Bu bir normalleşmedir. Onun ardından G-20 Zirvesi yapıldı. G-20 toplantısında S-400’lerin beklendiği kadar büyük bir sorun yaratmayacağı gibi bir hava yaratıldı.
- Aslında Trump S-400’leri alırsanız bir yaptırım uygulamayız demedi. Sadece Türkiye’ye haksızlık yapıldı.’ Ardından da şunu söyledi; ‘Erdoğan benim adamım. Ben ne istesem yapıyor. Rahibi bırak dedim, bıraktı. Suriye’nin Kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda tedbir alma dedik, girmedi. Sözümü dinledi. Dolayısıyla kendisiyle devam etmekte yarar görüyorum.’ anlamına gelecek bir takım sözleri sarf etti.
“TRUMP’IN AÇIKLAMALARININ ARDINDAN BEYAZ SARAY’DAN TEYİT ETMEYEN BİR AÇIKLAMA GELDİ”
- Ama Beyaz Saray’dan hemen bu yaklaşımı teyit etmeyen bir açıklama geldi. ‘Trump S-400’lerin alınmaması konusunda Türkiye’yi ikna etmeye çalıştı’ dedi.
“ABD’Lİ SENATÖR YAPTIRIM UYGULANIR DEDİ“
- Sonra dün Türkiye’ye senatör Lindsey Graham geldi. Biliyorsunuz bu başkana da çok yakın bir isim. O da dedi ki, “Eğer bu yaptırımların devreye girmemesini istiyorsanız Türkiye S-400’leri aktive etmemeli. Bunların yerine NATO ile uyumlu Patriot füze bataryalarını getirmeli” dedi. “Eğer aktive ederlerse S-400’leri, Amerikan yasaları kapsamında yaptırım uygulanır dedi ve F-35 teknolojisi Türkiye’ye transfer edilemez dedi.
- O zaman buradan da başka bir sonuç çıktı. Yine Amerika’ya verdiğimiz bir başka önemli bir şey var. Diyor ki, “Obama zamanında Obama satmamış bu Patriotları ekonomiye zarar vermiş” diyor Trump. Ardından bir başka bir şey daha geliyor, “Türkiye Amerika’dan 100 tane Boeing alıyor.” Bu Boeing işi ilginç bir iş. Suudi Arabistan’da da böyle olmuştu. Hatırlarsanız çok sayıda Boeing almışlardı, arada bir çatışma çıktığında Boeing alarak bu çatışmayı yatıştırmışlardı.
“BAHAR HAVASI ÇOK UZUN SÜRMEYEBİLİR, İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ“
- Şimdi böyle baktığımız zaman bu oradan yansıyan bahar havasının çok da uzun sürmeyebileceği gerçeği ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye bu bahar havası dönemini iyi değerlendirmek zorunda. Bakıyorsunuz, bu görüşmelerden sonra ve seçimden sonra Türkiye’nin kredi geri ödenmesiyle ilgili sigorta primleri düşmeye başlıyor. Tüketici güven endeksinde bir yükselme var. Satın alma yönetici endeksleri düzeliyor. Faizlerde bir miktar düşme var. Türk lirası Dolar karşısında yüzde 2 civarında değer kazanıyor hatta 2’yi de geçiyor biraz.
“FIRSAT DA VAR CİDDİ SORUNLAR DA…“
- Bütün bunlar var. Ama öbür tarafta da dağlar kadar büyük bir işsizlik duruyor. Sanayi üretim endeksi mevsimlik düzeltilmiş olarak baktığınız zaman kapasite kullanımındaki yükselmeye rağmen aşağı doğru düşüyor. Toparlanmanın çift V şeklinde olacağı ekonomideki toparlanmanın açık seçik ortaya çıkıyor. Yani bir dip daha göreceğiz o da ortaya çıkıyor.
“GÜVEN VERECEK PROGRAM LAZIM“
- Şimdi bütün bunları hafifletebilmek için bu bahar havasının hemen ardına bir şeyler koyabilmek lazım. Yani Türkiye bu bahar havasının hemen ardından piyasalara güven verecek, piyasalardaki oyunculara güven verecek bir düzenlemeyi, bir programı, bir bütüncül programı devreye alması lazım ki ekonomideki bu toparlanma bir saman alevi gibi parlayıp sönmesin bunun üzerinden ekonomi yukarı doğru giderek devam etsin. Ancak böyle bir şey görmüyoruz.
“DEVLET HIZLI İŞLEYECEK DEDİLER AMA BİR KALKINMA PLANINI BİLE HALA ÇIKARAMADILAR“
- Hep şunu söylediler: “Tek adam parti devleti rejiminde, devlet çarkları çok hızlı dönecek, aksamayacak.” Ben sırf ekonomiyle ilgili kısmını söyleyeyim, ekonomiyle ilgili bütüncül bir program ortaya konmadı. Hep aspirin tedavisi, hep pansuman tedbirleri. Hatta daha önemlisi Anayasanın gereği olan Kalkınma Planı dahi hazırlanıp meclise gelmedi. Meclis yarın öbür gün tatile girecek muhtemelen ama plan daha hala ortada yok. Peki plan olmayınca programı neye göre çıkaracaksınız, bütçeyi neye göre yapacaksınız? Bütün bunlar havada kalan sorular. “Türkiye bu 4 yıllık seçimsiz dönemi çok iyi değerlendirmeli” derken, biz vatandaşımızın bize tevdi ettiği belediyelerde bu görevi bir hakkı yerine getirmek için her türlü hazırlığı yapıyoruz. 24 Haziran’da vatandaş tek adam parti devleti rejimine yetkiyi verdi ama 24 Haziran’dan bu yana ekonomide hiçbir şey olmuyor.
“MERKEZ BANKASI PARA BASMAYA ZORLANIYOR“
- Ben tekrar şunu söyleyeyim, harekete geçmek için kaybedilecek zaman yok. Her toplantıda bunu bir defa daha tekrarlıyorum. Yine biz ekonomi masamızda yapmış olduğumuz değerlendirmede bu hususu bir defa daha tespit ettik. Hem para politikası alanında, hem de özellikle bütçede mali disiplin kaybolmuş durumda. Para politikasında da sürekli Merkez Bankası para basmaya zorlanıyor. Açık söyleyeyim bu ihtiyat akçesinin bütçeye devredilesi falan para basmaktır. Biz bunları gördük. Yani tecrübeli arkadaşlarımızla beraber değerlendirdiğimizde, bu yapılanın geçmişteki kısa vadeli avanstan hiçbir farkı olmadığını da hep beraber tespit ettik.
“TEDBİR ALINMAZSA BAHAR HAVASI, SAMAN ALEVİ GİBİ SÖNER“
- Dolayısıyla bu yaklaşımdan biran önce vazgeçilmelidir. Eğer özetlersem, memurun, emeklinin, BAĞKUR’lunun, SSK’lının hakkı yenmiştir. Bu yapılan zam TÜİK’in enflasyonunu belki yansıtmak anlamına gelmektedir ama vatandaşın gerçek enflasyonunu yansıtmamaktadır. “Ekonomide bahar havası gibi bir gelişme var” denmektedir ama bu da saman alevi gibi eğer tedbir alınmazsa bunun arkasında doğru düzgün ayakları yere basan bir şeyler konmazsa bunun da saman alevi gibi olup faturasının da vatandaşımıza çıkmasından ciddi şekilde endişe ediyoruz.
- Ben hepinize çok teşekkür ediyorum, sorularınız varsa alıyım. Ama ekonomiyle ilgili lütfen. Bugün çünkü Ekonomi Masası’nın Başkanı olarak ve Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak huzurlarınıza geldim. Dolayısıyla sadece ekonomiyle ilgili olan soruları cevaplandıracağım ya da sorduğunuz soruları ekonomiye bağlayacağım.
CHP Sözcüsü, gazetecilerin sorularını da yanıtladı…
- (Bülent Arınç’ın ‘edepsizler’ sözü ev S-400 yaptırımlarının ekonomiye yansıması nasıl olur?) “Edepsiz sözünü vatandaşlara sarf etmedim, trollere sarf ettim.” Bunun bence hiçbir geçerliliği yok. Ne zaman söyledi bunu? Bizim maaşımızı merak edenler edepsizlik yapıyor dedi. Bu memlekette bir şeyi anlayacağız arkadaşlar, vatandaş eğer vergisini ödüyorsa o vergiyle maaşı ödenenlere de hesap soracaktır. Bunun adı edepsizlik falan değildir. Sonra bunu çevireceksiniz trol yapıyor, bu yapıyor. Zaten onların partisinin içinde ne sıkıntı olsa, her şeyi trollere mal etme konusunda ciddi bir alışkanlık edindiler. Ben şunu söyleyeyim, herkes söylediğine dikkat etmeli. Hele hele bu ülkede uzun yıllar yöneticilik yapmış tecrübeli kişilerin her şeyden daha fazla sözlerine dikkat etmesi lazım. Kimsenin vatandaşa edepsiz deme hakkı yoktur.
- S-400 meselesine gelince, şöyle bir hava yaratılmaya çalışılıyor: S-400’ler konusunda Türkiye S-400’leri alacak ama yaptırım uygulanmayacak havası yaratılmaya çalışılıyor. Hatta Başkan Trump’ın bu konuda garanti verdiği noktasına kadar da bir takım söylemler oldu. Ama öyle anlaşılıyor ki Trump’ın oldukça yakınında olan senatörün senatörün laflarından öyle anlaşılıyor ki, hayır S-400’leri alırsak bir yaptırım olacak. Bir iddia daha var, Başkanın yetkisi var, belki bu yaptırımlar arasından en hafiflerini uygular. Ama bir tane daha şey var ki o başkanın yetkisinde değil: F-35’leri alamayacağız.
- Bu da ister istemez Amerika’yla aramızdaki sıkıntıları, tansiyonu yeniden arttıracak. Ekonomiyi etkiler mi? Yani şöyle etkiler, tabi dünyanın en büyük ekonomilerinden biriyle Türkiye arasında bir çekişmenin sonuçları konusunda bunu bir risk olarak piyasaların bir kısmı algılar. Ama bu riskte göğüslenir. Nasıl göğüslenir onu da söyleyeyim, Türkiye’nin savunması söz konusuysa.