İskoçya’nın Glasgow şehrinde uygulamaya geçirilen bir program ile uyuşturucu bağımlıları günde iki kez yasal şekilde eroin alabilecek. Uygulama ile bölgedeki aşırı dozdan kaynaklanan ölümlerin ve AIDS artışının önüne geçmesi hedefleniyor.
Özellikle şehirdeki evsizler arasında uyuşturucu bağımlılığı yüksek seviyede bulunuyor. Haftanın yedi günü sabah 9 ila akşam 5 saatleri arasında hizmet verecek olan ve 1,5 milyon dolara mal olan yeni klinikte, bağımlılara gözetim altında eroin verilecek ancak yan terapiler ve tedaviler de uygulanacak.
Euronews’ten Sertaç Aktan’ın haberine göre Glasgow Şehir Konseyi’nin kararı ve onayı ile başlatılan pilot proje dünyanın ‘uyuşturucu kaynaklı ölüm başkenti’ olarak ün yapmış olan İskoçya’da bir ilk olma özelliği taşıyor. İskoçya gizli saklı şekilde kullanılan ve paylaşılan uyuşturucu iğneleri nedeniyle aynı zamanda AIDS vakalarında en çok artışı yaşayan yer.Program ilk aşamada en vahim durumdaki 20 kadar bağımlı için uygulanacak ve alınan sonuçlara göre giderek daha düşük seviye bağımlılara yönelecek. Programın ikinci yılında bu sayının da ikiye katlanması bekleniyor.
Klinikte bağımlılara diamorphine verilecek. Bu, eroinin ilaç sektöründeki klinik adı. Hastalar bu maddeyi gözetim altında ve özel eğitimli hemşirelerden alacaklar. Programa katılacak olan bağımlıların hali hazırda mevcut olan psikolojik yardım programlarını almış olması şartı bulunuyor.
Hastalar kliniği günde iki defa ve haftanın her günü ziyaret edecek. İhtiyaç duydukları doz ile birlikte terapi de görecekler. Zamanla terapideki ilerlemenin ve başarının artması ve dozların azalması öngörülüyor.
Dünyada farklı ülkelerde de gözetim altında kronik bağımlılara uyuşturucu verilmesi uygulaması bulunuyor. Bu ülkelerin başında Avustralya, Kanada, Fransa İsviçre ve Almanya geliyor.
Son yıllarda İskoçya’da uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucuya bağlı ölümlerin artması ile bu yöntemin denenmesine karar verildi. Ölüm vakalarının rekor düzeylere ulaştığı 1990’larda yılda ortalama 244 ölüm yaşanırken 2018’de bu rakam 1,187’ye ulaştı. Bu sayı tüm Britanya ortalamasının üç katı ve Avrupa Birliği’nin en yükseği.
