Ekonomist Atilla Yeşilada, son günlerde doların yükselmesine ilişkin, “5 dakikada bir kuralları değiştirirseniz, kuralları hep hükümetin ve ona hizmet edenlerin lehine oynatırsanız kimse gelip sizle iş yapmaz. Millet keriz değil” şeklinde konuştu.
Radyo Karakutu’da yayınlanan Bidebunuizle programında Yavuz Oğhan’a konuşan Yeşilada’nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“YABANCILAR BU SENE 2,5 MİLYAR DOLAR SATTILAR”
“En başından başlarsak Türkiye’de şubattan bu yana döviz piyasası hiçbir zaman gerçek fiyatları yansıtmadı. Çünkü hükümet istediği zaman, ya BDDK ya da kamu bankaları gerçek rakamları göstermiyordu. O yüzden rakamlar suniydi. Şu ana kadar alınan tedbirler yabancıların parasını alıp kaçmasını engelliyordu. Bunda başarılı oldular, Türkiye’de hiçbir yabancı kalmadı. Bizim devlet bonosunda yabancıların payı yüzde yirmilerdeydi, şimdi 10’un altına indi. Sene başından bu yana 2,5 milyar dolar sattılar.
Tabii ki ABD yaptırımlarının etkisi olabilir. Ama onu daha hissetmedik. Baskının asıl iki nedeni olabilir: Aşırı faiz indirimleri bankaların TL mevduat faizlerini de aşağı çekti. Halk zaten TÜİK’in enflasyon rakamlarına inanmıyor. TL, mevduattan elde ettiği faizi eksi reel faiz olarak görüyor. İkincisi özel sektör sürekli olarak döviz borcu ödüyor. Malum özel sektörün üretim yapmaya, istihdam üretmeye niyeti yok. Yıl sonunda da hem faiz hem de ana para ödemeleri var. Bu yüzden spot piyasadan döviz topluyor. Bunun bir de çığ etkisi var. 5 kuruş, 10 kuruş artarsa bir şey olmaz ama herkes ‘Bu ne? Biz de alalım’ deyince etkisini görürüz. Şimdi bunu yaşıyoruz.
“ALINAN ÖNLEMLER KISA VADELİ”
BDDK yalnız swap değil, opsiyon işlemleri için de kısıtlama yapıyor. Genel bir işlem bu. Birincisi; Türk bankaları diyor ki ‘Londra ile işlem yapmayın. Merkez Bankası’yla iş yapın. Hem Merkez Bankası’nın rezervleri makyajlansın, hem de bizim milli ekonomimize destek olun.’ İkinci amacı bizim yurttaşlarımızın yurt dışında pozisyon almasını engelliyor olabilir. Bizim Türkler direkt dolar almayıp ileride dolar yükselecek diye beklemesi nedeniyle BDDK onu da kapattı. Böylece bireyleri Türk piyasalarında kalmaya oynuyor. Bunlar kısa vadede dövizdeki hareketi engeller.
“SERBEST PİYASADA KURALLARA UYMAK ZORUNDASINIZ”
Mesele şu, her yaptığınızda iki kesime zarar veriyorsunuz. Türkiye’ye gelip hisse senedi, bono almak isteyen yatırımcıyı engelliyorsunuz. İkincisi bu swaplar, bonolar sadece spekülasyon aracı değil. Her türlü emtia ile işi olanlar, ithal işlemlerde bedelini sonra tahsil edecekleri için kur oynaklığına karşı kendilerini bu piyasalarla sigorta ediyorlar. Bu kapıyı kapattığınızda kurumların zararlarını arttırıyorsunuz. Sonuçta onlar da gelecekten umutlarını kesiyor. Serbest piyasa sadece arz ve talepten oluşmuyor. Kurallara da uymalısınız. Denetim kurumlarının da ancak çok büyük bir tehlike ya da komplo gördüğünde devreye girmesi lazım. Bizde hükümet istediği şey olmayınca devreye giriyor. Bunun en son örneği de; Ziraat Girişim Yatırım Ortaklığı, Simit Sarayı’nı alma hamlesi.
“KAMU BANKALARI SADECE BELLİ GRUPLARI KURTARIYOR”
Beynin nöronu olan bir insan varsa, 2001 krizini hatırlayalım Allah rızası için. Kamu bankalarını hükümet talan etmişti. Kamu bankalarının kaynakları bittiği için özel bankalardan borç alarak maaşlar ödeniyordu. En son özel bankalar ‘Yeter artık’ dedi. Şimdi o yolda gidiyoruz. Kamu bankaları basit bir tüccar gibi çalışmalıdır. Ama ya kendilerine gelen emirlerle ya da iktidara yaranmak için belli grupları kurtarıyorlar. En son da Ziraat Bankası Ankara’da bir alışveriş merkezini kurtarmıştı. Ne alakası var? İnek mi satıyor veya bir çiftçiler mi?
“BEŞ DAKİKADA BİR KURALLARI DEĞİŞTİRİRSENİZ KİMSE SİZİNLE İŞ YAPMAZ”
Bütün bu kur hadisesinin arkasındaki esas olay da rejimin öngörülemez ve ihtiyari olmasından kaynaklanıyor. Artık Türkiye’de ne fabrika kurmak isteyenler,ne hisse senedi, tahvil, bono almak isteyenler işlem yapmak istemiyorlar. Çünkü sıtkıları sıyrılmış. 5 dakikada bir kuralları değiştirirseniz, kuralları hep hükümetin ve ona hizmete edenlerin lehine oynatırsanız kimse gelip sizle iş yapmaz. Millet keriz değil. Kaç defa kazıklandık ve onun ötesinde bu dış komplo yapanlara, üst akıllara derslerini verdik diye böbürlendik, gazetelere manşet attık. O yüzden de bu kur hareketini şimdi kesersin ama gelecek sene büyümeye kalktığında borçlanmaya gittiğinde onlar da der ki ‘Ama kusura bakmayın size faiz verilmez.’
“MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASI YAPMIYOR”
Bizi yöneten insan, faiz düşünce enflasyonun düşüneceğine inanıyor. Para politikasını böyle yönetiyor. Gerçekleri konuşalım Merkez Bankası para politikası yapmıyor. TCMB memur. Kusura bakmayın, Türkiye’de ordinaryüs profesörler var ama bunlar ‘Sayın cumhurbaşkanım yanlış yapıyorsunuz’ diyemiyor. Dünyadan 100 ekonomist seçin, çağırın gelsin. 95’i ‘Paşam yanlış yapıyorsunuz’ der. Bu cesaret, bakanlarda da yok, basında da yok, Berat Albayrak’ta da yok. Sizde ülser var ve siz diyorsunuz ki, ‘Bunun tek çözümü acılı turşu suyu. Türkiye’deki sorun da bu. Ne zaman kur düzelse ‘Hadi indir faizi’ diyorlar. Ondan sonra da ‘Ya bak gördünüz mü? İndirdik bir şey olmadı. Bu vatan haini bozguncular yalan söylüyor’ diyorlar. Daha 1 hafta önce oldu. Dua edin yurt dışında bize karşı yumuşak bakış var, tam tersi olsa buralar darmadağın olur.
Bankalar 13,5 milyar doları yeniden yapılandıracak. İstediğin kadar yeniden yapılandır. Sen sistemi değiştirmedikçe şirket zarar etmeye devam edecek. Çünkü Türkiye’yi yöneten kafa Türkiye’yi büyütme kapasitesine sahip değil. Yüzde 5 büyüyecekmişiz. Hiçbir şekilde büyümemize imkan yok. Çünkü Türkiye tasarruf açığı olan bir ülke. Biz yabancıların parasıyla büyüyen bir ülkeyiz.