• Abdulkadir Selvi’den Sözcü davasındaki cezalara tepki: Bana ‘Adaletinle bin yaşa’ demekten başka bir şey düşmüyor

    Hürrriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Sözcü gazetesi yazar ve yöneticilerine FETÖ suçlamasıyla verilen cezaları köşesine taşıdı. Selvi ayrıca, İmamoğlu’nun İstanbul’a aday olması konusunda İYİ Parti Genel  Akşener’in güçlü bir desteği olduğunu belirten Selvi, “Akşener’in güçlü desteği nedeniyle Kılıçdaroğlu, İmamoğlu konusunda parti içinden gelen baskılara karşı durmayı başardı” diye yazdı. 

    Selvi’nin yazısından ilgili bölümler şöyle:

    “Peki bu durumda Kılıçdaroğlu ne der, Abdullah Gül ne yapar? Geçen sefer Cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül’ün devre dışı kalmasını sağlayan Meral Akşener, bir kez daha kurguyu tersine çevirecek çıkışı yapar mı?

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik kulisleri yazmaya devam edeceğim ama bu kez seçimin anahtarı İYİ Parti Genel  Meral Akşener’in elinde. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul büyükşehir belediye başkan adaylığı konusunda bastıranlardan biri İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’di. Akşener’in güçlü desteği nedeniyle Kılıçdaroğlu, İmamoğlu konusunda parti içinden gelen baskılara karşı durmayı başardı. Ekrem İmamoğlu eşi ve kızıyla birlikte Akşener’e boşuna aile ziyaretinde bulunmadı. Bundan sonrasını Abdullah Gül ile Kemal Kılıçdaroğlu düşünsün.

    ÖMRÜ FETÖ’yle mücadele ile geçen Emin Çölaşan, FETÖ’den cezasına çarptırıldı.

    Varlık nedeni FETÖ’yle mücadele olan Sözcü gazetesinin yazar ve yöneticilerine ceza yağdı.

    FETÖ gemisinin yüzdüğü dönemde, FETÖ’nün kılıcının her tarafı kestiği devirlerde, FETÖ’cülüğün maymuncuk gibi her kapıyı açtığı günlerde, FETÖ’nün Türkiye temsilcisi olan, FETÖ’cülükten prim yapan, FETÖ’nün kayığı devrilince bu kez de FETÖ karşıtlığından prim yapmaya çalışan Hüseyin Gülerce ise ne yaptı biliyor musunuz? Önce Sözcü davasında tanık oldu. Sözcü yazarlarını FETÖ’cülükle suçladı. Adam FETÖ’nün tam göbeğinden geliyor, bir dönem Fetullah Gülen’le görüşmek için ondan referans almanız gerekiyordu. Fetullah Gülen’in onursal olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı olarak FETÖ’yle yazarları, sanatçıları buluşturan kişi Hüseyin Gülerce’ydi. “Bu işi sen mi bileceksin, yoksa o mu?” diyebilirsiniz. İtiraz etmem. Hakikaten bir dönemler Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı olarak FETÖ’nün Türkiye şubesiydi.

    “Emin Çölaşan’ın Fetullah Gülen’le hangi gizli toplantıları yaptığını, Sözcü’nün FETÖ karargâhı olarak nasıl kullanıldığını en iyi o bilir” de diyebilirsiniz. Ona da itiraz etmem. Ben de zaten o düşünceyle Gülerce’nin mahkemede verdiği ifadeyi okudum. Sözcü’nün öyle bir ilişkisi yok ki anlatsın. Emin Çölaşan’ı hedef almış. Yılların FETÖ karşıtı Çölaşan’ı FETÖ’cülükle, darbecilikle suçlamış. Bir delil sunamamış ama mahkemede öyle ileri gitmiş ki hâkimi bile kızdırmış. Dava dosyasındaki suçlamaları okumaya başlayınca mahkeme başkanı, “Ben okudum zaten” diye çıkışmış. Ama mahkeme başkanı, tanık olarak geldiği mahkemeden sanık olarak çıkmasından korkmuş olmalı ki avukatların Gülerce’ye FETÖ geçmişine ilişkin soru sorulmasını engellemiş.

    Yıllarını FETÖ’ye mücadeleye adayanların FETÖ’den cezası aldığı, hayatını FETÖ’ye hizmete adayanların ise tanık olduğu bir davada bana “Adaletinle bin yaşa!” demekten başka bir şey düşmüyor.”

    Yazının tamamını okumak için tıklayın.