İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’nin dönemin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun baskısı ile tahliye edildiği iddiasıyla ilgili soruşturma başlatan Hâkimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) hazırladığı dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, tahliye skandalı ile ilgili hazırlık soruşturması yapıldığı belirtilirken önümüzdeki günlerde Burhan Kuzu’nun ifadeye çağrılabileciği kaydedildi.
Uyuşturucu ticareti yaptığı ileri sürülen ve hakkında “adam öldürmek”, “cinayete azmettirmek”, “FETÖ üyeliği” suçlamaları da bulunan İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti, 19 Ekim 2018 akşamı tartışmalı bir şekilde 3 adamı ile birlikte tahliye edildi. Savcılık Zindaşti’nin tahliyesine itiraz etti. Hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak kayıplara karışan Zindaşti bir türlü bulunamadı. Zindaşti’nin tahliyesinin arkasındaki ismin Burhan Kuzu olduğu iddia edildi. İddiaları, “Kendisini tanımam” diyerek reddeden Burhan Kuzu’nun Zindaşti bağlantısını Cumhuriyet, yemek yerken çekilmiş fotoğrafını yayımlayarak ortaya çıkarmıştı. Zindaşti’nin tahliyesine ilişkin soruşturma başlatan HSK’nin görevlendirdiği müfettişlere ifade veren cumhuriyet savcısı Ercan Devrim ile hâkimler Özkan Gürel ve Ersin Öztürk “Sürekli arıyordu. İran ile ilişkiler için serbest kalmalı diye” diyerek Kuzu’nun Zindaşti’nin tahliyesi için yaptığı baskıları detaylarıyla anlatmıştı.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre, HSK müfettiş raporunun ardından Kuzu hakkında bir soruşturma olup olmadığını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorduk. Sorumuza yanıt vermeyen Başsavcılık sessiz kalmayı tercih ederken, HSK’nın dosyayı Başsavcılığa ilettiği öğrenildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgeye göre, tahliye skandalı ile ilgili hazırlık soruşturması yapıldığı belirtilirken önümüzdeki günlerde Burhan Kuzu’nun ifadeye çağrılabileciği kaydedildi.
Halen Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’ndaki görevini sürdüren Kuzu, sosyal medya hesabından “Zindaşti meselesi ile çok uzun zaman önce bir açıklama yapmıştım. Bir anayasa profesörü olarak, hayatım boyunca yargı bağımsızlığını savundum ve siyasi görevlerimde önemli katkılar yaptım. Yargı mensuplarımıza baskı yapmadım. Esasen benim hukuk anlayışıma asla uygun değildir” ifadelerini kullandı.
